8 Temmuz 2015 Çarşamba

İlkler :)

   Arka arkaya ilkleri yaşıyoruz bu aralar. Aras dün (07 Temmuz 2015)  ilk kez saç traşı oldu. Babasıyla benim açımdan bu kararı almak baya zordu oldu. Günlerce erteledik.  . 



   17 Haziran 2015'de sünnet oldu. Bu kararı almak 10 ayımızı aldı :)) Ameliyat sorunsuz geçti ve bebeğim hemencecik iyileşti. Bunu da kazasız belasız atlatmış olduk. Oldu da bitti maşallah. Hemen ardından 22 Haziran 2015'de alt sol kesici dişini gördük bebeğimin. Uzuuuun zamandır beklediğimiz diş kendini gösterince evde bayram havası esti. Diş hekimi annenin umutsuzca bekleyişi mutlulukla son buldu :P



   Yakında bir yaşına girecek olan benim küçük kuzum, bebeklikten uzaklaşmaya ve bir birey olmaya başladı. Kendi isteklerini, önceliklerini ifade eder oldu. Aras doğduğundan beri hep hissettiğim duygu ise benim için hala geçerli. Bir yanım ona her şeyi öğretmek isterken, diğer yanım hep bebek kalmasını istiyor. 

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Aras'la Roma 1. ve 2. gün

   18 Mayıs günü Roma uçağımız için Sabiha Gökçen Havaalanına gittik. Aras 20 günlükken uçağa binmişti. O zaman hiçbir şeyin farkında olmadığı için kolay bir yolculuk olmuştu. Bu sefer heyecanlıydık. Bakalım uçakta neler yapacaktı. Uçak saatimiz 11'di. Sabah uykusunu uyutmayıp uçağa kadar oyaladık. Umudumuz uçakta uyumasıydı. Uçak kalkmadan emzirmeye başladım. Kalkarken uykuya dalmıştı kuzucuğum :) Yaklaşık 2 saat uyudu uçakta. Biz hem şaşkın hem mutlu tabi. İnerken yemeğini yedi. İlk ciddi uçak macerası başarı ile sonlandı.
   12.40'da gibi vardık Roma'ya. Fiumicino havaalanından kalkan tren ile evimize yakın olan Tuscolana istasyonuna gittik. Tuscolana istasyonunda 3 günlük Roma Pass'lerden satın aldık. Bu Pass sayesinde tüm toplu taşıma araçlarına binebiliyorsunuz. Bunun yanında bir çok tarihi yer ve müzeye ücretsiz giriyorsunuz ama bence en önemlisi ve bizim en çok işimize yarayan kısmı bazı tarihi yer girişlerinde sıra beklemeye gerek kalmamasıydı. Yazının ilerleyen bölümlerinde nereler olduğunu paylaşacağım. Yürüyerek daha önceden booking.com yoluyla rezervasyonumuzu yaptığımız evimize ulaştık.

Kapımızın önünde meşhur sokak çeşmeleri

   Ev tam beklediğimiz gibiydi. Aras için park yatak ve mama sandalyesi hazır bizi bekliyordu. Tam tarihi merkezde değil ancak tüm gezmek istediğimiz yerlere tek metroyla ulaşabileceğimiz bir yerdeydi. Ve metro durağı yürüyerek 5-6 dk. mesafede. Evimizin sokağının kesiştiği sokakta pazar olduğunu görünce çok mutlu olduk. Pazar taptaze sebze ve meyvelerle doluydu.

Bizim mahallenin pazarı :)
   İlk gün evin çevresini keşfedip biraz mutfak alışverişi yapıp, hemen italyan pizzalarını keşfetmeye başladık. Ardından her gün ritüele dönüşecek olan gelatolarımızı yiyerek evimize döndük. Aras'a banyo yaptırdıktan sonra yorgunluktan bayılıp uyumuşuz.

   2. Gün erkenden dinlenmiş olarak uyandık. Aras'a her zamanki yumurtalı lor peynirli kahvaltısını hazırladıktan sonra hemen Colleseum'un yolunu tuttuk. Metro sabah çok kalabalıktı. Çok zor bindik. Aras'ı arabasından çıkardık. Bir yandan araba bir yandan Aras ve kalabalık korkunçtu. Aras metroda herkese el sallayıp gülücükler atmaya başladı ve o kalabalığın içinde odak noktası olduk bir anda. Aylardır el sallatmaya çalışıyordum. Bir anda elin yedi yabancısına metroda el sallamaya başladı bizim bıdık. Çok komikti. Saat 9'da Colleseum'un kapısındaydık. Ancak o gün Colleseum, Forum ve Palatino'nun 11'de açılacağını öğrenince tatilimizi turla değil kendimiz planladığımız ve Roma için geniş geniş plan yapmış olduğumuza çok sevindik. Başka bir güne kaydırarak planımızı Piazza Venezia'nın yolunu tuttuk. Ardından Pantheon ve  İspanyol merdivenlerine gittik. Öğlen yemeğimizi daha önce bir arkadaşımın tavsiyesi ile keşfettiğim Löplöpçüler'in önerdiği La Campana'da yedik. Enginarlı Ravioli, güveçte patlıcanlı parmesan  ve yanında kendilerinin yapmış olduğu ev şarabından içtik. Burada mama sandalyesi vardı ama biraz daha Aras'tan büyük çocuklar için daha uygun olur. Biz mama sandalyesine kendi getirmiş olduğumuz Polar Gear Baby'mizi bağladık. Garsonlar çok ilgilendiler Aras'la sürekli oyunlar oynadılar.  Bir de oyuncak verdiler Aras'a :) Aras baya şımardı tabi. Masada ne varsa yerlere atmaya çalıştı. En güzeli olmasa da baya güzel bir yemek olarak aklımıza kazındı. 

La Campana
 Yemek sonrası tekrar İspanyol merdivenlerinin olduğu yere dönüp meşhur dondurmacı Giolitti'de gelatomuzu yedikten sonra dayanamayıp bir de Pompi'de tiramisu yedik :) Patlama noktasına geldiğimizi görünce Piazza Navona'ya yürüyüp orayı da gördükten sonra eve dönüşe geçtik. Bu sefer metroya rahatça bindik. Aras yine bizi şaşırtarak etraftakilerin dikkatini çekmek için öpücük atmaya başladı. Tarihe notu düştük ilk el sallamadan sonra ilk öpücükte Roma'da oldu. 

29 Mayıs 2015 Cuma

Bebekle yurt dışı seyahati

   Bebekle seyahat etmek, hele ki yurt dışı seyahati herkesi korkutan bir şeydir. Biz de Aras 9 aylık olana kadar cesaret edemedik. Bu süreç içinde aslında daha Aras 20 günlükken uçakla Adıyaman'a, 2 aylıkken arabayla Antalya'ya ve 9 aylıkken arabayla İstanbul'a gitmiştik. Bir yerden başlayıp, denemek lazım diyerek başladık bu maceraya. Aldık Roma biletlerimizi. Bundan önceki seyahatlerimizde olduğu gibi kalacağımız, gezeceğimiz ve yemek yenecek yerleri önceden kendimiz planladık. Bu sefer yanımızda Aras'da olacağı için daha uzun süren ve daha yavaş bir gezi planladık.  Seyahatimizin farklı olacağını kabullenerek; geceleri geç yatmayı, sabahları geç uyanmayı ve gün boyu müze-tarihi yer gezmeyi beklemeden çıktık yola. Sonuç olarak döndüğümüzde eşim ve ben gayet mutluyduk. İyi ki gitmişiz dedik ve hatta geç bile kalmışız dedim. Kendimizce güzel geçen bu seyahat sonunda bebekle gezerken nelere dikkat etmek lazım onları paylaşayım sizlerle:)

- Bebekle yurt dışı için öncelikle bebeğinizin bir pasaportu ve gideceğiniz ülkeye göre vizesi olması gerekiyor (Eskiden anne babanın pasaportuyla gidebiliyormuş).

- Çok fazla aktarma yapmadan uçuş planlamakta fayda var. Biz İstanbul Sabiha Gökçen'den direk Roma'ya uçtuk. Ankara İstanbul arasını arabayla bir kaç gün öncesinden gittik. Bu vesileyle ziyaret etmek istediğimiz arkadaşlarımıza gittik. Aras'da aktarmalardan etkilenmemiş oldu. 

- THY bebeğinizin arabasını uçağa binene dek yanınızda götürmenize izin veriyor. Buna ek olarak bebek için 10 kg'lık bir bagaj hakkı veriyor. Bu da oldukça yeterli. El bagajında bebek için götüreceğiniz sıvı için bir sınırlama yok. Bunlar hava yolu şirketine göre değişkenlik gösterebilir. 

- Uçakla seyahat ederken kalkış ve iniş esnasında bebeğin kulaklarının fazla basınçtan etkilenmemesi için emzirmek veya biberonla beslemek gerekiyor. 

- Bebeğiniz daha yürüyemiyorsa yanınızda mutlaka kanguru, sling ya da hafif bir bebek arabası olması gerekiyor. Aras kanguru için fazla ağırlaşmış olduğundan dolayı biz hep arabasını kullandık. Bir kez daha araba konusunda ne kadar doğru bir seçim yaptığımızı gördüm. Bebek arabası seçimi için şu yazıma bakın Bebek arabası ve ana kucağı alırken :)


- Tur şirketlerinin koşturmacalı, saatli gezi planlarını hiç sevmedik biz. Hep kendimiz gezdik bundan önce. Bebekle tur şirketiyle gezmek çok iyi bir fikir olarak gözükmedi yine bize. Çünkü bebeğinize göre her an plan değiştirmeniz gerekebilir. Bunun için esnek saatlere ihtiyaç var. Roma'dayken bir gün çok rüzgarlıydı ve Aras o gece çok gazlıydı, pek uyuyamadı. Tabi biz de :) Ertesi günkü planlarımızı biraz geç saate alarak, uyuduk onu iyileştirdik ve öyle gezdik. 

- Normalde 4 günde gezebileceğiniz bir şehir için 5-6 günlük bir plan yapmakta fayda var. Çünkü bebeğinizin ayına göre alt değiştirme, emzirme, yemek yeme gibi aktivitelerinden dolayı daha yavaş hareket ediyorsunuz. 

- Gideceğiniz ülkede farklı farklı şehirlerde kalmak yerine tek yerde kalmakta fayda var. Biz Roma'da kalıp günübirlik trenle Floransa planı yaptık. Çok doğru bir karar vermişiz. Bebekle eşyaları topla, şehir değiştir çok daha zor. Tabi daha önemlisi bebeğinizin her seferinde farklı bir yatakta uyuması ya da uyuyamaması durumu var. 

- Mümkünse otel odası yerine ev kiralamakta fayda var. Biz Roma'da 1 oda 1 salon bir ev kiraladık. Böylece her sabah haşlanmış yumurtalı kahvaltısından eksik kalmadı Aras. Bir de akşam o uyurken biz salonda rahatça oturup sohbet edebildik. Evde çamaşır makinesi olduğu için çok fazla kıyafet taşımak zorunda da kalmadık. 

- Buradayken hiç hazır mama vermemiş olmama rağmen, yanımda gideceğimiz gün sayısına göre hazır çorba, mama, meyve püresi ve yoğurt götürdüm. Gezme telaşı içinde ne yedircem derdine düşmedim. Biz her yerden, her şeyi yiyebildik ama ona vermek için pek güvenilir olmayabilir.  1 hafta hazır mamaları bayıla bayıla mideye indirdi tabi Aras. Mamaları gideceğiniz yerden de satın alabilirsiniz. Ben oradan alacaklarımızı sevmemesi ihtimaline karşı, gitmeden önce buradakilerden deneyip hangisini sevdiyse ondan götürdüm.


- Yanımda acil durumlara karşı ateş düşürücü ve ağrı kesici bir şurup; burnunun tıkanmasına karşı bir serum fizyolojik, D vitamini ve  bağırsakları için fitil götürdüm. 

- Seyahat ederken oyalanacağı sevdiği oyuncaklardan ve kitaplardan aldım yanımıza. 

- Kalacağımız yere, rezervasyon aşamasında bebek için park yatak ve mama sandalyesi sorduk. Eve gittiğimizde her ikisi de hazırdı. Uyuyacağı yeri yadırgamasın diye çarşafını, battaniyesini ve uyku arkadaşını yanımda götürdüm. Böylece alıştığı kokudan uzaklaşmamış oldu.

-  Söylemeye gerek yok belki ama yanımda ıslak mendil, bebek bezi, pişik kremi, alt değiştirme örtüsü, şapka, güneş kremi, şampuan, nemlendirici (kremleri ve şampuanı Watsons'da satılan boş küçük şişe ve kutulara koydum böylece fazla ağırlık yapmadı), her türlü hava koşuluna uyabilecek çeşitte giysi, arabası için yağmurluk götürdüm.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Seyahatimizin ve bebekle Roma'da nelerle karşılaştığımızın detaylarını yakında yazacağım. Gezen anne baba olma yolunda attığımız bu ilk adım ve hazırladığım bu yazı umarım birilerine ilham verir. 


12 Mayıs 2015 Salı

Bebek arabası ve ana kucağı alırken...

   Aras doğmadan 3-4 ay önce bebek arabalarını araştırmaya başlamıştım. Yaklaşık 2 ay blogları okuyup mağazalara gidip, okuduklarımı eşimle değerlendirdik. Kullanan arkadaşlarımıza danıştık. Bir gün bir arabaya karar verip, gidip baktıktan sonra vazgeçtiklerimiz oldu. Sonunda bir karar verdik ve yaklaşık 10 aydır kullandığımız arabamızdan çok memnunuz. Öncelikle araba ve ana kucağı alırken nelere dikkat etmeliyiz anlatacağım sonra da bizim seçimimizi tabi ki :)

   Ucuzundan pahalısına piyasada bir çok bebek arabası var. Pahalısını aldığınız zaman en iyi arabayı almış olmuyorsunuz bana göre. Her marka farklı bir özellikle öne çıkabiliyor. Güvenlik, emniyet kemeri, hafif olması, manevra kabiliyeti, bebeğiniz için konforlu olması, kolay açılıp kapanması, kapandığı zaman arabanın bagajında çok yer kaplamaması, tekerleklerin büyüklüğü ve küçüklüğü, tekerleklerde süspansiyon olması, koltuğun 2 yönlü kullanılabilmesi, terletmeyen ve yıkanabilen kumaşı olması, tutma kolunun tek olması, koltuğun tam yatar pozisyona gelebilmesi gibi özellikler listesi uzayıp gidiyor. Maalesef hepsini bir arada bulunduran ideal bir araba henüz üretilmemiş. Bunun için önceliklerinizi belirleyip kendinize göre bir optimum bulmanız gerekiyor. 

Benim aralarında kaldığım ve almayı düşündüğüm markalar şunlardı:

Stokke: Olumlu özellikleri; bebeğin yerden yüksekliğinin ayarlanabilmesi ve oldukça güvenli olması. Olumsuz özellikleri ise çok kaba ve ağır bir araba oluşu. Açılıp kapanması zor ve arabanızın bagajının büyük olması gerekiyor. Fiyatı ortalamanın çok üzerinde. 

Jane Rider: Olumlu özellikleri; bebek için konforlu ve travel sistem bir araba olması. Olumsuz özellikleri; tekerleklerin oldukça büyük olması ve ağır olması. Fiyatı ortalamanın üstünde.

Nuna Pepp: Olumlu özellikleri; kolay açılıp kapanabilmesi, hafif olması ve kapandığı zaman çok az yer kaplaması. Olumsuz özelliği koltuğun 2 yönlü kullanılmaması. Fiyatı özelliklerine göre oldukça uygun.  

Bugaboo Bee: Olumlu özellikleri; kolay açılıp kapanabilmesi, hafif olması ve kapandığı zaman çok az yer kaplaması, tekerleklerinde süspansiyon olması, koltuğun çift yönlü kullanılabilmesi. Olumsuz özelliği fiyatının ortalamanın üzerinde olması. 

   Sonuç olarak Bugaboo Bee'ye karar verdik. Fiyatı biraz yüksek. 10 aydır kullanıyoruz ve olumsuz bir yanını henüz bulamadım. Hafifliği sayesinde baston pusete geçmeden 4 yaşına kadar kullanabileceğimizi düşünüyorum. Böylece fiyat dezavantajı da aslında bir dezavantaj olmaktan çıkıyor.

Aras ile gezmeceler


   Gelelim ana kucağına :) Ana kucağında ise güvenlik güvenlik güvenlik!!! Daha sonra kolay takılıp çıkması ve hafiflik gibi özellikler geliyor. Bebeğiniz o koklamaya kıyamadığınız ilk doğduğu günden 9 kg olana kadar sizin arabanızda ve kendi arabasında ana kucağı ile gezecek. Ana kucağında kendini kanıtlamış ve güvenlik testlerinden geçmiş olan markalar var. Güvenilirliği ve hafifliği nedeniyle  biz Maxi-Cosi Cabriofix tercih ettik. 


30 Mart 2015 Pazartesi

Aras'a mektup-4

   Canım oğlum üç gün önce 8. ayını doldurdun. Her gün huy değiştiriyorsun. Bir anda durup dururken gel gel yapmaya başladın. Arada söylüyorsun. Tam belirgin bir gel olmasa da ge ge şeklinde :)) de, da, an gibi sesler çıkarmaya başladın bir yandan da. Hayretler içinde gelişimini izliyorum. Uyuma şeklin bile değişiyor. Önceleri battaniyeni yüzüne çekip uyuyordun.  Şimdiyse Ceren yengenin sana aldığı uyku arkadaşına sarılmaya başladın. Ona alıştırmaya çalışıyorum seni uzun zamandır. Yeni yeni alışmaya başladın. 



   Hep senin gelişiminden bahsediyorum sana bu mektuplarda. Bu sefer biraz kendimi anlatayım sana. Nasıl bir anneyim ben acaba?  Titizlik kumkuması bir anne değilim galiba. Aman emziğin yatağa değdi ya da elime değdi diye hemen koşa koşa yıkayıp kaynatıp vermiyorum geri. Tabi bunun da bir sınırı var. Dışarıda yere düşen emziği geri ağzına koymuyorum.  Bu yaptığımın yanlış olduğunu düşünen bir çok anne olabilir. Ama ben de böyleyim. Kendimce doğru şeyler yapmaya çalışıyorum. Ama biraz mikroplarla karşılaş istiyorum. Ben çalışmaya başladıktan sonra mesleğimden dolayı her gün 40-50 hasta ile karşılaşacağım. Eve geldiğimde kendimi steril etme imkanım olmadığına göre şimdiden biraz mikroplarla tanışmakta ve savaşmakta fayda var. Tabi ki hasta etmeye çalışmıyorum seni :) 

Aras amcası ve Kuzeni Duru'yla (29.03.2015)

  Mümkün olduğunca paketli gıdalardan uzak tutmaya çalışıyorum. Ama nereye kadar uzak tutabilirim seni bilmiyorum. Siz şimdiki çocuklar her şeyi erken keşfediyorsunuz. Evde hazırlamaya çalışıyorum yemeklerini ve doğal beslen istiyorum. Her pazar organik pazara gidiyorum. Çok mutlu oluyorum oraya gittikçe. Sebzelerini buharda pişiriyorum, çatalla ezip yediriyorum. Devam sütü hiç kullanmadım. Şimdilik ek gıda ile beraber emzirmeye devam ediyorum seni. Bu aralar sekiz oluyorum em diye o ayrı mesele. Aydınlıkta, sesli ortamda, yanımızda birileri varken emmiyorsun. Karanlık ortam, sadece sen ve ben olmamız gerekiyor. Mama da vermedim hiç. Bu ara Hipp marka organik tahıllı kaşık mama aldım denemek için. Sağmış olduğum sütlerle onu yapıp verdim bir kaç defa alışman için. Tabii ki hoşuna gitti. Yurt dışına gitme planlarımız var orada her zaman sana uygun yiyecek bulamayabiliriz. O zaman kaşık mamalardan vermeyi planlıyorum. 

Sıla ve Gizem'le beraber kahvaltıdayız (29.03.2015)

   Bu yemeler, beslenmeler bir yana en güzeli oyun saatleri. Bol bol oynuyoruz. Bol bol agucuk gugucuk modundayız. Havalar daha iyi olduğu için sürekli dışarı çıkarıyorum seni. Yeni şeyler, yeni insanlar, bilinmeyen bir dünya var dışarıda senin için. Parka gidiyoruz. Baharda çiçek açmış ağaçları, kuşları, uçakları, helikopterleri, salıncakları, arabaları anlatıyorum sana. Her şey o kadar yeni ki. Hayretler içinde izliyorsun dünyayı. 
   Seninle her gün daha güzel geçiyor. sorunlar, uykusuz geceler yok mu? Tabi ki var :)  Büyüdükçe paylaşımımız artıyor. Verdiğin tepkiler değişiyor. Hal böyle olunca hayatta daha güzel oluyor. İyi ki varsın canım oğlum. 
   Çok seviyorum seni.
   

18 Mart 2015 Çarşamba

Evde bebe bisküvisi yapımı

Aras'ı yeni gıdalarla tanıştırmaya devam ederken geçen ay sabah kahvaltısına başladım.. Kahvaltıda anne sütüyle yumuşatılmış bebe bisküvisi, pekmez, ceviz ve peynir vermemizi söylemişti doktorumuz. Ben de hala ücretsiz izindeyim.  Hazır evdeyken, Aras'a paketli şekerli bisküvilerden yedireceğime bebe bisküvisini kendim yapmak istedim ve tarif arayışı içine girdim. Araştırmalarım sonrası şu tarife karar verdim.

Malzemeler

2 çay bardağı tam buğday unu
1/2 çay bardağı irmik 
1 çay bardağı yulaf unu
1 çay bardağı pirinç unu
4 yemek kaşığı tuzsuz tereyağı
1 yemek kaşığı yoğurt
2-3 yemek kaşığı yoğurt suyu (Hamura kıvam vermek için)

Tarifte kullandığım tüm malzemeler organik. 

Hazırlanışı

Oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı, irmik, yulaf unu, pirinç unu, yoğurt ve yoğurt suyunu bir kapta yoğurun. Buğday ununu yavaş yavaş ekleyerek, ele yapışmayacak yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun. Hamuru 1-2 cm kalınlığında incelterek kesip tepsiye dizin. Önceden 175 derecede ısınmış fırında 20-25 dk. pişirin. Üzeri pembeleşince bisküviler hazır :). 




Not: Ben yarım ölçü pişirip taze taze yediriyorum. Yarım ölçü ile 13-14 adet bisküvi çıkıyor. Çay bardağı olarak Aida bardaklarından kullandım. 6 aydan büyük bebeğinize doktor tavsiyesi ile bisküvi yedirebilirsiniz. Her ek gıdaya başlandığında alerji riski için 3 gün kuralını dikkate almayı unutmayın.

Afiyet olsun.

6 Mart 2015 Cuma

Evde lor peyniri yapımı

   Aras'a kahvaltı öğününü başladığımızdan beri bir peynir arayışı içerisindeyim. Organik pazardan tuzsuz köy peyniri aldım. Aras sevmedi. Kahvaltıda yediğimiz, anam babam usulü beyaz peyniri geceden suda bekletip tuzunu çıkardım. Bu sefer Aras sevdi ama benim içime sinmedi. Ben de madem ücretsiz izindeyim ve evdeyim neden lor peyniri denemiyorum dedim. İtalyanların deyişiyle ricotta, bizim deyişimizle lor peyniri yaptım geçen hafta. Zaten uzun zamandır kendi yoğurdumu kendim yapıyordum. Fark ettim ki lor peyniri yapmak yoğurt yapmak kadar kolaymış. Hatta daha bile kolay diyebilirim. 

Malzemeler

1 kg pastörize süt (Günlük AOÇ süt kullandım.)
2/3 su bardağı ev yapımı yoğurt  
İsteğe göre 1 çay kaşığı tuz

Hazırlanışı

1 kg süte, kaynamaya başladığı zaman ev yapımı yoğurdu ilave edin. Süt hemen kesilmeye başlıyor. Ben Aras'a yaptığım için tuzsuz yaptım. Tuzlu yapmak isterseniz sütün yüzeyinde peynir topaklarını gördüğünüz zaman 1 çay kaşığı tuz ilave edebilirsiniz. Isıtmaya devam edin. Peynir topaklarının ayrılmaya başladığını göreceksiniz. Yeşilimsi bir su oluşur. Bu noktada fazla karıştırmamak gerekiyor. Sadece bir kaç kez karıştırın. Süt kaynayınca 5 dk daha kaynatıp ocaktan alın. 20 dk soğumasını bekleyin. Daha sonra bir tülbent içerisinde iyice süzün. Dilimlenebilmesi için üzerine ağırlık konarak 7-8 saat beklemesi gerekiyor. Ben preslemeden taneli haliyle yediriyorum Aras'a. 




Not: Tuzsuz yapılınca uzun süre saklayamayacağınızı belirtmek isterim. 6 aydan büyük bebeğinize doktor tavsiyesi ile peynir yedirin. 

Afiyet olsun. 

3 Mart 2015 Salı

Aras'a mektup-3

   27 Şubat 2015'de 7 aylık oldun bebeğim. Desteksiz oturmaya başladın. Hala emekleme durumu yok. Ulaşmak istediğin yere dönerek gidiyorsun :) ya da ayakta biz seni tutalım sen adım at istiyorsun. Öyle kendi başına aman gideyim şu oyuncağı alayım gibi bir isteğin yok :)) biraz tembellik yapıyorsun. Emeklemeden yürümek mi istiyorsun yoksa? Bu ara en favori hareketin yerinde sallanarak şarkılara eşlik etme. Çok komik oluyorsun kafanı sallarken :) Bu arada sen istediğin zaman yapıyorsun bunu tabi ki biz istediğimiz zaman değil. Önceden sesler çıkarıyordun ga ve gı gibi. Bu ara bir şeyler mırıldanıyorsun ama pek anlamlandıramıyoruz. Seni gören herkes aaa aynı babası diyor. Gerçekten babana çok benziyorsun. Bakalım konuşma konusunda babana mı yoksa bana mı benzeyeceksin?



   Geçenlerde Ankara'ya çokca kar yağdı. Daha yağarken dışarı çıkarma fırsatım oldu seni. Oturduk karın üstüne beraber. Şaşkın şaşkın baktın etrafına. Sen yaz çocuğusun ama kışı da sev, ben çok seviyorum.


   Yediğin yemekler baya çeşitlenmeye başladı. Kereviz, brokoli, ıspanak, kabak, patates, havuç, elma, armut, yoğurt, peynir, bisküvi, ceviz, pekmez ve son olarak et ile yumurta eklendi menüye. Bisküvi ve kabağı sevmedin. Kereviz, brokoli ve ıspanak en favoriler arasında. İlginç bir durum. Tabi anne sütü vazgeçilmezler arasında. Bir bebek resmen damak tadı gelişmiş şekilde doğuyormuş, onu anladım.
   Arayı açmadan neler yaptığını anlatmak için  yazacağım sana bebeğim.

   Çok seviyorum seni bıdık oğlum benim.